top of page

Muhtemel 3. Dünya Savaşı

  • Ömer ŞANAL
  • 11 Ağu 2017
  • 2 dakikada okunur

Donald Trump ABD Başkanlığına seçildiğinden bu yana yakın çevrem ile paylaşmış olduğum bir endişem vardı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın daha başkanlığına adaylık sürecinde sergilediği tavırlar pek de normal bir karakterde olmadığını zaten gösteriyordu. Vurdum duymaz demeçleri, hiç bir şeyi umursamayan tavrı ile tam anlamıyla şımarık ülkenin şımarık çocuğu gibiydi. Birçok çevre tarafından başkanlığa seçildiği takdirde Amerika’nın olduğu kadar tüm Dünya’nın başına bela açacağı düşünülüyordu. Aslında kendisi başarılı bir iş adamı ve ona oy veren Amerikan halkı da bozulan ekonomilerinin düzeltilmesi açısından kendilerine daha yakın hissettikleri bu şımarık çocuğu ABD Başkanı olarak seçtiler. Ama sanırım hesaba katmadıkları bir gerçek vardı ki Amerika ekonomik olarak güçlendikçe her şeyi daha rahat yapabilecek noktaya gelmekte. Bu gücü hangi yönde kullanacağı ise çok önemli. Ayrıca ülke yönetmek ekonomik başarının yanında politik ve siyasi açıdan da başarılı olmayı, en azından bu yetilere sahip olmayı gerektirmektedir. Trump’ın bu konularda hiçbir tecrübesi olmadığı bariz bir biçimde ortadaydı.

Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un’un ünü ise başına buyruk hareketleri ve Dünya’ya kafa tutar tavırları ile zaten çılgın bir lider olarak tüm Dünya’ya yayılmıştı. Kuzey Kore, yönetim biçimiyle birlikte tamamen dışarıya kapalı olmasının bir sonucu olarak kendi içinde devamlı bir gelişmeyi gerektirdi ve bir süre sonra kendi kendine yetebilen bir ülke oldu. Öyle ki kendi geliştirdikleri teknolojiler ile askeri açıdan da kendi ölümcül silahlarını yapma ve bunları deneme noktasına kadar geldiler. Aslında bu da büyük bir başarıdır, bir ülkenin kendi kendine yetebilen bir noktaya ulaşması Dünya’daki hiçbir ülkenin kolay kolay gerçekleştirebileceği bir durum değildir ama önemli olan yine bu gücü hangi yönde kullanacağıdır. Şuanda Kuzey Kore öyle bir güçlü konuma geldi ki, ürettiği ölümcül kitle imha silahlarıyla kendini Dünya’nın 1 numaralı ülkesi olma konusunda ispat etmeye doğru götürmekte ve tüm Dünya’ya kafa tutmasına sebep olmaktadır.

Bir yanda Dünya’nın 1 numaralı ülkesinin şımarık başkanı, diğer yakında tüm Dünya’ya kafa tutan deli bir lider..

Donald Trump’ın başkanlığa seçilmesiyle birlikte bu iki liderin ileride birbirleriyle kapışmaları tüm Dünya’yı muhtemel bir 3. Dünya Savaşı’na sokacağı endişesine sahiptim. Kim Jong-Un, Dünya’ya hükmetmek ve yeni 1 numaralı ülke olmak için başına buyruk hareket edecek, Amerika’da buna karşı çıkacak, izin vermeyecek ve öncelikle iki ülke ellerindeki füze ve ölümcül silahlarla birbirlerini vurarak savaşı başlatacak, ardından da Dünya’daki başka güçleri de kendi taraflarına katarak ve hatta belki de karşılıklı atılan füzelerde diğer ülkelerin de yanlışlıkla vurulmasıyla o ülkelerin de savaşa dahil olmalarıyla tüm Dünya’yı kapsayan bir 3. Dünya Savaşı haline gelecek. Özellikle Çin ve Rusya bu nokta da önemli ülkeler gibi görünmektedir. Türkiye ise coğrafi olarak muhtemel bir savaşta herhangi bir cephe veya fiili bir aktör olmaz fakat savaşın sonlandırılması için haklı olan tarafın yanında destekçi olması muhtemeldir.

Umarım bu iki lider biraz sağduyulu davranır veya sağduyulu diğer Dünya liderleri araya girerek muhtemel bir savaşın önüne geçerler ve Dünya’daki barışın devamlılığını sağlarlar, çünkü çıkacak muhtemel bir savaş, savaşa katılsın katılmasın Dünya’daki tüm ülkeleri kötü bir biçimde etkileyecektir. Günümüz global dünyasını göz önüne alırsak, bir ülkede yaşanan en ufak bir kriz Dünya’daki tüm ülkelerin ekonomileri de etkilediği gibi hele ki Dünya’nın 1 numaralı ülkesi böyle bir savaşa girerse tüm Dünya bundan kesinlikle etkilenecektir.

Barışın hakim olduğu bir Dünya dileğiyle..

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2016 By Ömer ŞANAL. Proudly created with Wix.com

  • Facebook Basic Black
  • Twitter Basic Black
  • Instagram Basic Black
  • Black Google+ Icon
  • Black LinkedIn Icon
  • Black Pinterest Icon
  • Black Flickr Icon
  • Black Tumblr Icon
bottom of page